Tarih kokan şehir Almanya’dan konu açılınca akla gelen ilk şehir hiç şüphesiz ki Berlin’dir. Almanya’nın kuzeydoğu bölgesinde bulunan Berlin dört milyona yakın nüfusu ile Almanya’nın en kozmopolit şehridir.
Gerek Almanya gerekse Avrupa için hem stratejik hem siyasal hem de diplomatik bir öneme sahip olan Berlin birçok savaş geçirmiş fakat yaralarını kısa sürede sarmayı başarabilmiştir. Hatta yaşamış olduğu buhranlı dönemleri ve savaşları kültürel ve tarihi birikimine yapılmış bir katkı ve zenginlik olarak görmektedir. Durum böyle olunca da Berlin’de çok sayıda müze görmeniz kaçınılmazdır. Şehre ciddi manada kültürel katkı sağlayan tarihi, sanattan sosyal hayata, politikadan insan ilişkilerine kadar yansımıştır.
Son disiplinli ve düzenli bir şehir olan Berlin, Avrupa’nın en yaşanılası şehirlerinden biridir. Çok kozmopolit ve kültürel çeşitliliği fazla bir şehir olmasına karşın nüfus yoğunluğunu belli bir oranda sabitleyebilmiş, trafik sorununun yaşanması için şehirdeki tüm olanakları değerlendirmiş son derece sistemli bir şehirdir. Dolayısıyla karmaşık olmayan ve insanı bunaltmayan bir şehir yapısı hakimdir.
Dünyanın en gelişmiş ve sistemi toplu taşıma ağına sahip Berlin’de, şehir içerisinde kendi aracınıza ihtiyaç duymayacağınız bir düzen hakimdir. Metro, otobüs, tramvay, taksi ve bisikletin sıklıkla kullanıldığı şehirde, tüm toplu taşıma araçlarında muazzam bir dakiklik vardır. Öyle ki hiçbir zaman bir metro 1 dakika erken veya 1 dakika geç gelmemektedir. Toplu taşıma araçlarındaki bu düzen ve sistemin aslında Berlin’in tamamında hakim olduğunu söyleyebiliriz. İş dünyası, eğitim kurumları ve günlük hayatın nerdeyse her alanında eşsiz bir düzen ve uyum vardır.
Başta Berlin olmak üzere genel olarak Almanya, teknoloji ve sanayi alanında Avrupa’nın en gelişmiş ülkesidir. Özellikle makine ve otomotiv sanayi ile ticareti ülke ekonomisine ciddi manada katkı sağlamaktadır.
Hem şehir hayatı hem sanat ve kültür etkinlikleri hem de teknolojik yenilikleri ile Berlin, yalnızca turistlerin değil yabancı öğrencilerin de dikkatini çekmektedir. Özellikle iş çevrelerinde İngilizcenin dışında ikinci yabancı dilini öğrenmek isteyen veya Almanya’da üniversite okumak isteyen herkes öncelikle başkent Berlin’i tercih etmektedir.
Akademik olarak dünyanın en iyi üniversiteleri arasında yer alan ve çoğunun tarihi 19. Yüzyıla dayanan köklü üniversiteleri, üniversitelerde eğitim almak isteyenlerin dil öğrenmelerine katkı sağlayan nitelikli dil okulları ile Berlin, Avrupa, Asya ve Amerika’dan binlerce öğrencinin buluşma noktasıdır.
Sizler de Avrupa’nın en modern ve gelişmiş şehirlerinden birinde dil eğitimi almak ve/veya sonrasında üniversiteye Almanya’da başlamak istiyorsanız bir an önce bizlerle iletişime geçiniz…
Academy Universal Yurtdışı Eğitim danışmanlığı ile gittiğim Çin’de Ekonomi Bölümünü bitirdim. Çin’de Çince aldığım eğitim birçok kapının açılmasını sağladı. Bu noktada yapmış oldukları doğru yönlendirmeler sayesinde Academy Universal Yurtdışı Eğitim danışmalarına çok teşekkür ediyorum.
Londra’da 3 aylık dil eğitimimden sonra İngilizcem artık kullanılır hale geldi. Artık korkmadan CV’min yabancı dil bölümüne İngilizce: “excellent” yazabiliyorum. Doğru yönlendirmelerinden dolayı Academy Universal’e teşekkürlerimi iletiyorum.
Malta'da 4 aylık dil eğitimi hayatımın en güzel ve en eğitici deneyimiydi. Muhteşem Malta'da tatil tadında bir dönem geçirirken bir yandan da (buna inanamıyorum hala) İngilizcemi konuşma seviyesine getirmeyi başardım. Evet kendime inanamıyorum ama ingilizce konuşabiliyorum. Zorlanmıyorum. Uzun uzun düşünmüyorum. Yıllarca İngilizce öğrenmek için Türkiye'de döktüğüm paraya ve çektiğim acıya üzülüyorum. Herkese şiddetle dil eğitimlerini yurtdışında almalarını tavsiye ediyorum. Tabiki Academy Universal'in olağanüstü ilgisi, dikkati ve doğru danışmanlığıyla :).